İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, 20 milyar dolar ihracata imza atan 5 hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçı birliği ile sektördeki 13 derneğin ham madde krizine karşı çözüm formülünü açıkladığı basın toplantısında konuştu.
Sektörün 2021’i 20 milyar doların üzerinde rekor bir ihracatla tamamlayacağını bildiren Gültepe, şunları aktardı:
“Uluslararası pazarlarda emtia fiyatları son bir yılda dolar üzerinden ortalama yüzde 20 arttı. Türkiye’de bu oran yüzde 35-40 düzeyinde. Pamuk ve pamuk ipliğinde çok daha yüksek bir fiyat artışı ile karşı karşıyayız. Son bir yılda pamuğun fiyatı dünyada yüzde 57, Türkiye’de yüzde 86,6 artış gösterdi. Pamuk ipliğini yurt içinden uluslararası piyasalara göre 0,80-1 dolar daha pahalıya alıyoruz. Fiyat artışı bir yana tedarikte de sıkıntı çekiyoruz. Önceleri 2-3 haftada gelen ham madde şimdi 4-5 haftada elimize ulaşıyor. Ham madde temininde yaşadığımız sorunlar nedeniyle temin sürelerimiz uzuyor ve zaman zaman siparişleri geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Ham madde ihtiyaçlarını karşılamak için pamuk ve pamuk ipliği ihracatına gözetim uygulanmasını istiyoruz, iplik ithalatına uygulanan ilave gümrük vergilerinin de kaldırılmasını talep ediyoruz.”
Çin ve Asya ülkelerinden bu yıl Türkiye’ye önemli bir sipariş kayması olduğunu hatırlatan Gültepe, ham maddeye erişimdeki sorunlar nedeniyle bu avantajı istedikleri gibi kullanamadıklarını bildirdi.
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün en çok ihtiyaç duyduğu dönemde pamuk ve pamuk ipliği ihracatında büyük artış olduğunu bildiren Gültepe, şöyle konuştu:
“Örneğin, ocak-ekim döneminde pamuk ipliği ihracatında 2020’ye göre yüzde 68,4, 2019’a göre ise yüzde 30,4 artış var. Bizim hedefimiz katma değerli ihracat olmalı. 10 aylık ortalamalara baktığımızda elyafın 2, ipliğin 4, kumaşın 6-7 dolara ihraç edildiğini görüyoruz. Oysa biz o ürünleri işleyip, hazır giyim ve konfeksiyona dönüştürebilirsek 16-17 dolara satabilir, katma değerli ihracatımızı artırarak ülkemize çok daha fazla döviz kazandırabiliriz. Kaybımız sadece katma değerli ihracat değil. Kısa vadeli hesaplar nedeniyle ne yazık ki küresel pazarlarda rekabet gücümüzü de azaltıyoruz. Çünkü elyaf ve ipliğin önemli bölümünü rakibimiz olan Portekiz, İtalya, Bangladeş, Pakistan ve Mısır gibi ülkelere ihraç ediyoruz. Ocak-ekim döneminde toplam pamuk ipliği ihracatımızın yüzde 56,6’sı bu 5 ülkeye yapıldı.”
Gültepe, ham madde fiyatlarındaki artışın iç piyasada da enflasyonu yukarı yönde etkilediğini belirterek, “Enflasyonu yeniden ülke gündeminden çıkarmak için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi yönetiminin çabalarına destek vermek durumundayız. Enflasyon değirmenine su taşımadan, bu mücadeleye omuz vermek gerekir. Dolayısı ile hem ihracatçının elini rahatlatmak hem de enflasyonu frenlemek için çok acil, mümkünse bugün adım atılması gerekiyor. Hazır giyim ve konfeksiyon ülkemiz için stratejik öneme sahip. Sadece üretimde 650 binden fazla insanımıza istihdam sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel ise hem dünyanın hem de Türkiye’nin büyük bir enflasyon baskısı altında olduğunu belirterek, “Maliyet artışlarının yanı sıra bir de ‘beklenti enflasyonu’ oluştu. Örneğin, üretici peşin ödeme yapmadığınızda sipariş almak istemiyor. Ödeme dolar veya avro ile olsa bile fiyatlarda döviz bazında da artış olduğu için ham maddenin bedelini üretim öncesinde peşin vermek durumunda kalıyoruz. Piyasa kredisini ortadan kaldıran bu tablo sürdürülebilir bir tablo değil. Bu nedenle piyasadaki ‘fiyat artışı devam edecek’ algısını en aza indirecek adımların hızla atılması gerekiyor. Yurt dışından son dönemde ülkemize yönelen yoğun sipariş talebini en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için de bu adımları atmak durumundayız. Eğer gerekli önlemler zamanında alınabilirse süreci markalarımızın yurt dışı pazarlarda büyüyebilmeleri için fırsata çevirebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Müşterek Başkanı Ramazan Kaya da salgın döneminde tedarik zincirinin kırıldığını, emtia ve ham madde fiyatlarının, navlun ve lojistik maliyetlerinin arttığını belirterek, şöyle devam etti:
“Arz talep dengesi değişti. Bu süreçte tekstil ihracatının çok arttığını görüyoruz. Öte yandan yakın pazar ciddi şekilde Türkiye’ye yöneldi. Bizim bu dönemde ihtiyacımız olan ham maddeye içeriden veya ithalat yaparak hızlı ve doğru bir fiyatla ulaşmamız gerekiyor. Müşterilerimizin talep ettiği ürünlerin bir kısmı Türkiye’de üretilmiyor. Müşteri taleplerini karşılayabilmek için ara mamul ithalatı yapmak zorunda kalıyoruz. Söz konusu ara mamullerde vergi ve anti damping vergisiyle karşı karşıya kaldığımızda ürünün maliyeti arttığından ihracat fiyatımız yükseliyor. Rekabet gücümüzü kıran bu vergilerin bir yıllık dönem için kaldırılmasını talep ediyoruz. Vergiler kaldırılmadığında bizi Dahilde İşleme Belgesi’ne yönlendiriyorlar. Ancak Dahilde İşleme Belgesi ciddi bir süreç gerektirdiği için takip ve organizasyonunu yapmak çok zor. Çözüm olarak ihracatın belli bir oranı kadar iplik veya kumaş ithalatına izin verilmesini öneriyoruz.”